Zikir: Kalbin Uyanışı


Zikrin Tanımı ve Önemi

Tasavvufta zikir, kalbin Allah ile buluşmasının en güzel yollarından biridir. Zikir, sadece dilde tekrarlanan bir kelime değil, kalbin derinliklerinde yankılanan bir sestir. Arapça “hatırlamak” anlamına gelen zikir, Allah’ı anmak, O’nu unutmamak ve her an O’nunla olmak demektir. Tasavvuf ehli için zikir, ruhu uyandıran bir ilaçtır; insanı dünyevi telaşlardan uzaklaştırır ve iç huzuruna kavuşturur.

Zikrin Çeşitleri

Zikrin tasavvuftaki uygulamaları, tarikattan tarikata farklılık gösterir. Örneğin, Nakşibendîlik sessiz zikri tercih eder. Bu tarikatta zikir, kalpte gizlice yapılır; dil hareket etmez, ama kalp “Allah” der. Bu, kişinin her an, her yerde Allah’ı anmasını sağlar. Öte yandan, Kadirîlik gibi tarikatlar sesli zikri benimser. Dervişler bir araya gelir, hep bir ağızdan “La ilahe illallah” ya da “Allah” diyerek zikreder. Bu sesli zikir, bir topluluk enerjisi yaratır ve kalbi coşkuyla doldurur. Sessiz ya da sesli, her iki yöntemin amacı aynıdır: Allah ile bağ kurmak.

Zikrin Ruha Etkisi

Zikrin ruha etkisi büyüktür. İmam Gazali, İhya-u Ulûmiddin adlı eserinde zikrin kalbi temizlediğini ve insanı gafletten uyandırdığını söyler. Modern dünyada, sürekli bir koşuşturma içindeyiz. Telefonlar, işler, sorumluluklar derken kendimizi unutuyoruz. İşte zikir, bu kaosun ortasında bir sığınaktır. Günde birkaç dakika zikir yapmak bile insanın iç dünyasını değiştirebilir. Örneğin, sabah uyandığınızda 10 kez “La ilahe illallah” deyin ve bunu kalbinizde hissedin. Günün geri kalanında daha sakin, daha huzurlu olduğunuzu fark edeceksiniz.

Günlük Hayatta Zikir Uygulamaları

Günlük hayatta zikri nasıl entegre edebiliriz? Çok basit bir yöntemle başlayabiliriz: Nefesimizi zikirle birleştirmek. Her nefes aldığımızda “Allah” deyip, verdiğimizde “Hu” diye düşünmek, zikri hayatımızın bir parçası haline getirir. Ya da bir iş yaparken, mesela yemek pişirirken, içimizden “Subhanallah” demek, o anı bile kutsal bir hale sokar. Tasavvuf, zikri sadece belirli bir zamanla sınırlamaz; her an zikir halindedir.

Zikrin Getirdiği Huzur

Zikrin bir diğer güzelliği, insanı yalnızlıktan kurtarmasıdır. Bazen kendimizi çaresiz hissederiz; ama zikir, bize Allah’ın her zaman yanımızda olduğunu hatırlatır. Nakşibendî şeyhlerinden biri şöyle der: “Zikir, kalbin aynasıdır; ne kadar çok zikredersen, o ayna o kadar parlak olur.” Bu parlaklık, hayatımıza huzur olarak yansır. Zikir, bir alışkanlıktan çok bir yaşam tarzıdır; ne kadar çok yaparsak, kalbimiz o kadar uyanır.


Kaynaklar: Abdurrahman Ed-Dimeşkiyye, Nakşibendilik; Imam Gazali, İhya-u Ulûmiddin; William C. Chittick, The Sufi Path of Knowledge  


You may also like

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.