Izdıraplar artık dayanılmaz ise, eskiden azıcık ışık varken şimdi ortalık kapkaranlık ise demek ki yeni bir varoluşun eşiğindesin!
Gönlün umut dolu olsun.
Yeniden doğuşun kutlu olsun.
Ali Rıza Bayzan / Sûfî ile Terapist 
Peygamber Efendimizin (sav) vefatından bir gün önceydi..
Herkes nefesini tutmuş bekliyordu. Çünkü az evvel Peygamberimiz (sav) "Bende bir hakkı olan varsa gelsin alsın" dediğinde, orada bulunan sahabelerden Ukkaşe (r.a); "Evet, benim bir alacağım var. Bir gün kırbacınızın ucu sırtıma değmişti de, canım yanmıştı" dedi. Sahabe-i Kiram bu söze çok şaşırmış ve kızmışlardı.
Efendimizin göz bebekleri Hz.Hasan (r.a) ve Hz.Hüseyin (r.a) mescide girdiler ve "Ey Hz. Ukkaşe, dedeme vurma gel bize vur, hakkını bizden iste" dediler. Efendimiz ben size kıyamam bu benim hesabım dedi.
Peygamberimiz (sav) hiç tereddüt etmedi kırbaç istedi: "Vur" dedi. Ukkaşe (r.a): "Vururken sırtım açıktı." dedi. Peygamberimiz (sav) hiç tereddüt etmeden üstündeki kıyafeti sıyırdı, arkasını döndü ve; "Vur" dedi.
Herkes şaşkındı. O sahabe hemen koşturdu ve elini yüzünü Peygamberimizin (sav) mübarek sırtına sürdü ve peygamberlik mührünü doyasıya öptü..
(Taberani, el-Kebir, hadis no: 2676). Nübüvvet mührünü öpen kişinin Üseyd b. Hudayr olduğu rivayeti de vardır. (Ebû Dâvûd, Edeb, 149)


İnsan yazın kışı ister, fakat kış geldi mi bundan da vazgeçer, istemez.
Bir hâle katiyen razı olmaz. Ne darlıktan hoşlanır, ne genişlikten, boşluktan.
Geberesi insan, efendisine ne de kâfirdir ya… hidayete nail oldu mu tutar, inkâra sapar.
Nefis, bu çeşit mahlûklardandır da onun için öldürülmeye lâyıktır… onun için ulu Allah “ Öldürün nefislerinizi” demiştir.
Nefis, üç köşeli dikendir, ne çeşit koysan sana batar, ondan kurtulmana imkân mı var ?
Heva ve hevesi terketme ateşini vur şu dikene… iyi işli dosta uzat elini, sarıl ona!
Mevlânâ / Mesnevi III, 374-375


Hz. Mevlânâ Mesnev-î Şerîf'inde dünyayı denize, insanı da o deniz üzerinde seyreden bir gemiye benzetir: Gemi delikse batar, dünyanın derinliklerinde kaybolur. Gerçek özgürlük , "dümen" elimizde olduğu hâlde, serbest irademizi kullanarak, denizdeki ve göklerdeki işaretleri izliyerek, bir adadan diğerine yönelmektir.

Mustafa Merter, Psikolojinin Üçüncü Boyutu: Nefs Psikolojisi ve Rüyaların Dili


Blogger tarafından desteklenmektedir.