Bayezid ve Tavus Kuşu: Benlikten Vazgeçmek



Bayezid’in Karşılaşması

Bayezid Bistami, tasavvufun büyük erenlerinden biridir. Bir gün yolda yürürken, bir tavus kuşu görür. Kuş, rengarenk tüyleriyle övünerek dolaşır. Bayezid, kuşa bakar ve içinden, “Ne kadar kendini beğenmiş” diye geçirir. O anda bir ses duyar: “Ey Bayezid, sen de kendi tüylerinle övünmüyor musun?” Bayezid, bu sesle sarsılır ve anlar ki, o ses Allah’tandır. Kendi benliğini, ibadetlerini ve bilgisini bir gurur kaynağı olarak görüyordu.

Benliğin Aynası

Bayezid, bu olaydan sonra benlikten vazgeçme yoluna girer. Tavus kuşu, ona bir ayna olur; nefsini fark etmesini sağlar. “Ben yokum, O var” sözü, bu hikayeden sonra onun hayat felsefesi haline gelir. Tasavvuf, benliği silmenin ne kadar zor, ama bir o kadar gerekli olduğunu Bayezid’in öyküsüyle anlatır. O, nefsini bir gömlek gibi çıkarır ve Allah’ta var olmayı seçer.

Günlük Hayatta Benlikten Kurtuluş

Bu hikaye, bize günlük hayatta tevazuyu öğretir. Bir başarı elde ettiğimizde, bunu kendimize mal etmek yerine, “Bu Allah’tandır” demek, Bayezid’in yolundan gitmektir. Mesela, bir işte övüldüğümüzde, içimizden şükretmek ve gururu bir kenara bırakmak, nefsimizle mücadelede bir adımdır.

Teslimiyetin Gücü

Bayezid, tavus kuşu olayından sonra, “Allah’ım, beni benden al” diye dua eder. Bu dua, tasavvufun teslimiyet anlayışını yansıtır. Günlük hayatta zorluklarla karşılaştığımızda, her şeyi Allah’a bırakmak, Bayezid’in bize mirasıdır. Onun hikayesi, benlikten vazgeçmenin özgürlüğünü anlatır.


Kaynaklar: Feridüddin Attar, Tezkiretü’l-Evliya; Tosun Bayrak, The Most Beautiful Names; Annemarie Schimmel, Mevlana ve Tasavvuf  


You may also like

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.