Tasavvuf ve Doğayla Bağlantı


Doğanın Tasavvuftaki Yeri

Tasavvuf, doğayla insanın ayrılmaz bir bütün olduğunu söyler. Kainat, Allah’ın bir ayetidir; her ağaç, her kuş, her rüzgar, O’nu anlatır. Mevlana Celaleddin Rumi, Fihi Ma Fih adlı eserinde şöyle der: “Bu âlemde her şey bir zikirdir; yapraklar sallanır, kuşlar öter, hepsi Allah’ı anar.” Tasavvuf ehli, doğaya bu gözle bakar; her varlığın içinde ilahi bir güzellik görür. İbnü’l-Arabî ise, kainatı “Allah’ın nefesi” olarak tanımlar. Ona göre, doğa bir aynadır; ona bakarak Yaradan’ı tanırız.

Modern Dünyada Doğadan Kopuş

Modern dünyada, doğadan koptuk. Şehirlerin beton yığınları arasında, ağaçları, gökyüzünü, toprağı unuttuk. Ama tasavvuf, bu bağı yeniden kurmamızı ister. Bir ağacın gölgesinde oturup onun dallarına bakmak, bir tefekkür anıdır. Rüzgarın sesini dinlemek, kalbi sakinleştirir. Doğada geçirdiğimiz her an, bize Allah’ın varlığını hissettirir. Mevlana’nın dediği gibi, “Dinle neyden, nasıl şikayet eder; ayrılıktan yanar.” Ney bile doğadan gelir; kamışlıktan koparılır ve bir sese dönüşür. Bu, doğanın bize sunduğu bir hediyedir.

Doğaya Saygı

Tasavvuf, doğayla bağlantıyı sadece seyretmekle sınırlamaz; ona saygı duymayı da öğretir. İbnü’l-Arabî, her varlığın bir ruhu olduğunu söyler. Bir çiçeği koparırken bile, onun zikrini bozmamaya özen göstermek gerekir. Günümüzde çevre sorunları artarken, tasavvufun bu bakışı bize yol gösterebilir. Mesela, gereksiz tüketimi azaltmak, doğaya bir teşekkürdür. Plastik yerine bez çanta kullanmak, su israfını önlemek, tasavvufun sade yaşam anlayışıyla uyumludur.

Doğanın Ruha Etkisi

Doğayla bağlantı, ruhumuzu da besler. Şehir hayatında bunalan bir insan, bir parka gidip çimlere basarak bile huzur bulabilir. Tasavvuf, bize bu küçük anların değerini hatırlatır. Bir kuşun ötüşünü duymak, bir yaprağın düşüşünü izlemek, kalbi Allah’a yaklaştırır. İbnü’l-Arabî’nin bir sözü şöyledir: “Kainat, Allah’ın kitabıdır; her harfi oku.” Bu, doğayı bir okul gibi görmemizi sağlar.

Günlük Hayatta Doğayla Bağ Kurma

Günlük hayatta doğayla bağ kurmak için basit adımlar atabiliriz. Sabahları pencereyi açıp havayı koklamak, bir çiçeğe su vermek, ya da hafta sonu bir ağaçlık alanda yürümek, tasavvufun ruhunu yaşamaktır. Doğada geçirdiğimiz zaman, bizi hem kendimize hem de Allah’a yaklaştırır. Tasavvuf, bize şunu öğretir: Doğayla barış, Allah’la barıştır.


Kaynaklar: İbnü’l-Arabî, Fütûhât-ı Mekkiyye; Mevlana, Fihi Ma Fih; Seyyed Hossein Nasr, Man and Nature  


You may also like

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.