Rabia’nın Meşalesi: Aşk İçin Yanmak


Rabia’nın Cesur Yürüyüşü

Rabia el-Adeviyye, tasavvufun ilk kadın dervişlerinden biridir. Bir gün Basra sokaklarında elinde bir meşale ve bir kova suyla dolaşırken görülür. İnsanlar şaşkınlıkla ona yaklaşır ve “Ey Rabia, bu ne haldir?” diye sorar. Rabia şu cevabı verir: “Bu suyla cehennemi söndüreceğim, bu meşaleyle cenneti yakacağım. Ta ki insanlar Allah’a korkudan ya da ödül için değil, sadece O’nun sevgisi için ibadet etsin.” Bu sözler, Rabia’nın ilahi aşka olan tutkusunu gösterir.

Aşkın Özgürlüğü

Rabia’nın hikayesi, tasavvufun saf sevgiye dayandığını anlatır. O, ne cenneti istedi ne de cehennemden korktu; tek arzusu Allah’ın rızasıydı. Bir gece dua ederken, “Ey Rabbim, eğer Sana cehennem korkusuyla ibadet ediyorsam, beni orada yak; eğer cennet umuduyla ibadet ediyorsam, beni oradan mahrum et” dediği rivayet edilir. Bu, tasavvuf yolunda bencilliğin değil, teslimiyetin önemini vurgular.

Günlük Hayatta Rabia’dan İlham

Rabia’nın meşalesi, bize günlük hayatta niyetlerimizi sorgulamayı öğretir. Bir iyilik yaparken, bunu gösteriş için mi yoksa içten bir sevgiyle mi yaptığımızı düşünebiliriz. Mesela, birine yardım ettiğimizde karşılık beklemeden yapmak, Rabia’nın ruhunu yansıtır. Onun cesareti, modern dünyada bize samimiyetin gücünü hatırlatır.

Sevginin Zaferi

Rabia’nın hayatı, zorluklarla doluydu; ama o, her zaman sevgiyi seçti. Bir gün bir hırsız evine girdiğinde, Rabia ona, “Bir şey bulursan benimle paylaş” dedi. Hırsız şaşırıp kaçtı, çünkü Rabia’nın malı değil, sadece Allah’a olan aşkı vardı. Bu hikaye, tasavvufun maddi dünyayı aşan bir bakış açısını bize sunar.


Kaynaklar: Feridüddin Attar, Tezkiretü’l-Evliya; Annemarie Schimmel, Mystical Dimensions of Islam; Ebû Nasr Serrâc, Kitâbu’l-Lüma  


You may also like

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.